Çünkü Hayatınızın Bir Anlamı Var
Bizi Takip Et
Abonelik formu

Aile Olmak

Doğa -yaratılış- bize tüm hisleri hep iki zıt koşuldan verir. İyi – kötü, gece – gündüz, tatlı – acı, güzel – çirkin vb. Zira hep mutluluk olsaydı mutlu olduğumuzu hissedemezdik. Mutluluk sadece hissettiğim mutsuzluğa göre ölçülür. Tüm realite bu şekilde ölçülür.

Doğa -yaratılış- bize tüm hisleri hep iki zıt koşuldan verir. İyi – kötü, gece – gündüz, tatlı – acı, güzel – çirkin vb. Zira hep mutluluk olsaydı mutlu olduğumuzu hissedemezdik. Mutluluk sadece hissettiğim mutsuzluğa göre ölçülür. Tüm realite bu şekilde ölçülür.

‘Aile Olmak’ Makaleyi Sesli Dinle

Tüm doğanın cansız, bitkisel, hayvan ve insan seviyeleri bu iki zıt koşul arasındaki izlenimlerin içinde yaşarlar.

Erkek ve kadın da yaratılışın iki zıt kutup noktalarıdır. Tıpkı artı ve eksi gibi.

Bu iki zıt koşul olmadan hayat ve varoluş da olmaz. Dolayısıyla yaratılışın doğasında hayatın sürekliliği ve dolayısıyla gelişimi her zaman iki zıt koşulun varoluşuna bağlıdır.

Aile olabilmek de bu iki zıt varlığın nasıl birlikte varolabileceklerini bilmelerine bağlıdır.

Aile olabilmenin temeli, erkeğin erkek olmanın, kadının da kadın olmanın ne demek olduğunu bilmesine bağlıdır. Yirmi birinci yüzyılda – herkesin rollerinin ve doğal yapılarımızın karıştığı bir dönemde- doğalarımızı anlamadan bir araya gelerek kurduğumuz ilişkiler başarısız olmak zorundadır.

Bu yüzden aile olabilmenin temeli yaratılıştan bize verilen doğayı iyi anlamamıza bağlıdır.

Kadın, doğası gereği dünyaya daha oturaklı ve dengeli bakar. Erkek ise daha ziyade hayaller peşinde koşar. İkisinin birbirini dengelemesi birlikteliklerini başarılı kılar.

Aile olmak artık “benim hayatım” diye bir şey yok demek. Sadece “biz” var. “Ben” istiyorum diye bir şey yok, “biz ne istiyoruz” diye bir şey var. Bizim geleceğimiz, bizim mutluluğumuz, bizim çocuklarımız, bizim evimiz, bizim bizim ve bizim. Yani “ben” yok! Eğer ‘ben’ olursa ya da olacaksa, o işi unutun gitsin! Çünkü bu durumda ya mahkemede olacaksınız, ya da biriniz mezarda olacak.

Aile olmak demek herkesin bireyselliğinin üstünde bir hayat inşa ediyoruz demek. Aile benden de senden de daha yukarıda bir varoluş demek ve bunu iki kişinin beraber inşa etmesi demek. Bu ancak iki bireyin de kendi rollerini yerine getirmek için ortak çaba harcamasıyla olabilir.

Doğaları zıt olan iki varlık birbirlerine ancak ortak bir şekilde taviz vererek yaklaşabilir. Herkesin elbette kendisine ait arzuları var ve olacak. Zira yüzlerimiz nasıl farklı ise düşüncelerimiz de farklı. Ancak birbirimize yakınlaşmak tavizlerle mümkün olabilir. İnsanlar ancak önemli ortak bir şey için birliktelerse mutlulukla tavizde bulunabilirler.

Hatta o zaman taviz verdiklerini bile hissetmezler, aralarında paylaştıkları önemli bir şeye katkıda bulunduklarını hissederler.

Dolayısıyla aile olmak, ‘biz’ olmanın önemini, birlikteliğimizin birbirimize bağlı ve bağımlı olduğunu ve hayatımızda inşa edip başarabileceğimiz herşeyin buna ait olduğunu hissedersek gerçekleşir.

Çocuklar da işte bu hissi güçlendiren varlıklardır. Zira çocuklar aile demektir ve ebeveynlere kendilerinden daha önemli, daha yüce bir durumun farkındalığını getirir. İnsan denilen seviyenin gelişmesi, yani gerçek anlamıyla insan olmak ya da olabilmek için atılan ilk adım çocuk sahibi olmaktır. Bu yüzden yaratılış planı dahilinde insan yavrusu en çok emek isteyen varlıktır ve buna göre en gelişmiş varlıktır. Ebeveynler de insan olarak kendilerini olgunlaştırma ve yetiştirmede doğal bir sürece girerler.

Aile olabilmek, yirmi birinci yüzyılda sadece toplumun aile eğitimi, doğanın kanunlarına göre yaratılışımızı anlayarak ve birbirimizi nasıl tamamlayacağımızı öğrenerek inşa edilebilir.

Erkek olmak, kadın olmak, anne-baba ve insan olabilmek… Hepsi toplumun eğitiminin içerisinde yer almalıdır. 

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Önceki makale

Rüya Alemi

Sonraki Makale

Ulus Olmak

Related Posts
Devamını Gör

Hürriyet

Bir güç kaynağından bağımsız olarak varlığını sürdüremeyecek olan insan, jeton ile çalışan mekanik bir makina gibi haz peşinde koşarak yaşamını sürdürürken, ilginç bir şekilde özgürlük nidalarını dilinden eksik etmiyor. Canını özgürlüğü uğruna verdiğini sanıp, prangaları uğruna yaşamını yitirenleri dahi var.
Devamını Gör

Kalbimin Gaz Pedalı

Kendi doğam hakkındaki gerçeğin farkına varmam, hayati önem taşıyor. Çünkü ancak bunu kabul edersem, onu gerçekten değiştirmeye çalışırım. O zamana kadar, yanlış fikirlere ve dogmalara sarılmaya, cehaletim ile birbirimizi himaye etmeye, nasihat etmeye, eziyet etmeye devam ederim, şapşikce. Belki de bu yüzden cehaletimi görmezden geliyorum.
Devamını Gör

Adem ve Havva

Adem adında bir adam varmış. Babadan zenginmiş. Hem de ne zengin! Adem’in her şeyi varmış, sanki, cennet bahçesindeymiş. Dahası, bu koskoca cennet, yalnızca Adem’inmiş. Adem, tek başına, bütün güzellikleri bir güzel sömürmüş. Keyfi yerindeymiş… Ne var ne yoksa, durmadan almış Adem. Babası ne verdiyse, almış da almış, istemiş de istemiş…