Çünkü Hayatınızın Bir Anlamı Var
Bizi Takip Et
Abonelik formu

Gelişmiş bir ülkeye göç etmek mi istiyorsun? Lütfen tekrar düşün!

Son zamanlarda özellikle  ülkemizin genç nüfusunun kalplerini ele geçiren bir istek var: ‘Yurtdışına, yani gelişmiş bir ülkeye göç etmek.’ Aslına bakarsanız bu durum hep vardı ancak ülkemizdeki gittikçe artan nefret ve şiddet, ekonomik buhran, gelecekten umutsuzluk, yönetsel problemler ve benzeri stres faktörlerinin artan baskısıyla birlikte daha da popüler oldu. “Gelişmiş ülkelere kapağı atarsam, hayatım kurtulur ve mutlu mesut bir hayat sürmem garanti olur” fikri genç nüfusun zihnini bir virüs gibi ele geçirdi. 

Son zamanlarda özellikle  ülkemizin genç nüfusunun kalplerini ele geçiren bir istek var: ‘Yurtdışına, yani gelişmiş bir ülkeye göç etmek.’ Aslına bakarsanız bu durum hep vardı ancak ülkemizdeki gittikçe artan nefret ve şiddet, ekonomik buhran, gelecekten umutsuzluk, yönetsel problemler ve benzeri stres faktörlerinin artan baskısıyla birlikte daha da popüler oldu. “Gelişmiş ülkelere kapağı atarsam, hayatım kurtulur ve mutlu mesut bir hayat sürmem garanti olur” fikri genç nüfusun zihnini bir virüs gibi ele geçirdi. 

Ancak şunu anlamalıyız:

Bencillik  ve benmerkezciliğin anavatanı olan günümüz gelişmiş ülkeleri tarihlerindeki en yüksek refah düzeyine çoktan çıktılar. Onları taklit edip onların gelişim yolunu örnek alan bizim gibi ülkeler ise bu egoistik (sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi vb) gelişmişlikte belki onlar kadar yükseğe çıkamadı ve bu yolda onlardan önce düşüşe geçmiş görünüyor.

Ancak unutmamalı!  Daha yükseğe tırmanmış olanın düşüşü daha geç ve daha derin olur. Ayrıca bu düşüşün daha büyük yıkım ve acı oluşturması da kaçınılmazdır.  

Nihayetinde web sitemizdeki makalelerin altında yatan ana düşünceyi göz önüne aldığınızda göreceksiniz ki insanlık tarihinin egoist ve benmerkezci gelişiminin bittiği bir dönüm noktasındayız. 

Her dönüm noktası büyük düşüşler ve yeni başlangıçlar gerektirir. Dolayısıyla günümüzdeki büyük düşüşün son 300 yıldır Dünyayı domine eden gelişmiş ülkelerde de gerçekleşmesi kaçınılmaz. “Bu kadar da olmaz” demeyin ve yakında tüm dünyada şahit olacaklarımızı lütfen bu bağlamda değerlendirin.

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Önceki makale

Günümüz Dünyası

Sonraki Makale

Tüm Problemlerin Nedeni: 'İnsan Doğası'

Related Posts
Devamını Gör

Altın, Gümüş, Kripto Paralar ve Paranın Geleceği

İnsanoğlu materyal hayattan sanal hayata geçiş yapmanın evresindeyken altın ve gümüşün geleceğini de düşünmek lazım. Hayatımızı giderek sanal bir şekile sokuyoruz. Bilgisayar oyunları ve yapay zeka ile tümüyle farklı bir döneme girdik diyebiliriz. Elbette bunlar mutluluğumuza orta ve ötesindeki vadede bir şeyler eklemeyecek, tıpkı diğer devrimlerde olduğu gibi. Sonuçta bu da bir devrim, insanoğlunun hayat tarzı devrimi. Bu devrimin doğuşu, başlangıcı ve gelişmesi elbette bir yirmi yıl alır diye düşünüyorum ama unutmamak lazım ki her nesil bir önceki nesile kıyasla daha hızlı evrimleşir.
Devamını Gör

Dizi ve Bilgisayar Bağımlılığı

Görünen o ki geçmiş nesiller daha iyi bir gelecek için çalıştıkça iyice batırmışlar. Çünkü eskiden hayat daha basit ve tasasızdı. Şimdi ise arka arkaya gelen sıkıntıların sonu yok gibi... Geçim sıkıntısı, aile problemleri, iş problemleri ve toplumsal problemler derken kafamızın içi hiç rahat etmiyor. Sürekli bir sıkıntıdan diğerine sürükleniyoruz. Kısacası mutlu değiliz!
Devamını Gör

Acıların Enkazından Birliğin Yaratılışına

6 Şubat, hayatlarımızın ne kadar ucuz ve değersiz olduğunu dakikalar içerisinde karanlığa ve soğuğa gömülerek anladığımız bir tarih oldu. Haddi hesabı olmayan ızdırapların içinden geçiyoruz. İnsanlık ayıplarını tüm çarpıklığıyla gördüğümüz bir zamandayız. Öyle korkunç bir yazılıma sahibiz ki, hâla 'Başkalarından nasıl çalarım'ı kovalayan insan müsveddeleri ile aynı havayı soluyoruz.
Devamını Gör

Bütün Yollar Tek Yere Çıkar

İnsanoğlu yaradılıştan bu yana hep içinde büyük bir boşluk hissetmiştir. Cinsiyet, yaş, ırk, din, ekonomik durum, eğitimi ya da kültürel farklılıklar bu gerçeği değiştirmemiştir. Bizler almak için yaratıldık, içimizde ki kocaman boşluğu doldurmak için sürekli bir hedef belirleyerek buna ulaşmanın hazzını yaşamak için oradan oraya bilinçsizce koşturuyoruz.