Çünkü Hayatınızın Bir Anlamı Var
Bizi Takip Et
Abonelik formu

Tüm Ekonomik Problemlerin Sebebi

Ekonomi, insanoğlunun nesilden nesile geçirdiği değişimlerin yansıması olarak, aramızdaki ilişkinin ifade edilmesidir. Yani ekonomi aslında insan ile insan arasındaki ilişkilerdir. Bu kadar basit! Bu nedenle burada sadece tek düzeyde bir olgu işlenmektedir: İnsanın arzularını tatmin etmesi için alması ve bunun karşılığında bir bedel ödemesi gerekmektedir. Hepsi bu!

Makaleler serimizin ilk makalesinde tüm problemlerimizin nedenine değinmiştim. Bu temel üstünde durarak ekonomideki tüm problemleri de açıklayabiliriz. Öncelikle ekonomi, birçok ekonomistin oturttuğu matematiksel ekonomik modellerle alakalı değildir. Hatta hiç alakalı değildir.

Ekonomi, insanoğlunun nesilden nesile geçirdiği değişimlerin yansıması olarak, aramızdaki ilişkinin ifade edilmesidir. Yani ekonomi aslında insan ile insan arasındaki ilişkilerdir. Bu kadar basit! Bu nedenle burada sadece tek düzeyde bir olgu işlenmektedir: İnsanın arzularını tatmin etmesi için alması ve bunun karşılığında bir bedel ödemesi gerekmektedir. Hepsi bu!

Daha önce de bahsettik: İnsan var olmak için ve gerekli arzularını tatmin etmek için çalışır. Örneğin gıda, cinsellik ve aile gibi… Bunun ötesinde de insanoğlu sosyal arzularının içinde yer alan para kazanma, itibar sahibi olma ve bilgi elde etme hazlarını tatmin etmek ister. Ekonomi de sadece bu hazların tatmin edilmesi adına etrafında koşuşturduğumuz hayatın adıdır. Kısacası anlamsız ve saçma bir kısır döngü…

Çünkü insanoğlu, mutlu olmak için peşinde koştuğu şeylerin bir sonu olmadığını ne yazık ki görememektedir. İnsanoğlu, haz elde etmek amacıyla sabitlendiği duygu yüklemelerinin boşluğunu anlayamamaktadır. Buna, hazların asla mutluluk getiremeyeceği sonucuna yıllardır varamamasının yarattığı saçmalık ya da aymazlık da diyebiliriz. Bu sahte algının -salaklığın- bedeli ise hayatın, öğretmenlik görevini üstlenerek insanoğluna zor yolla öğretmesini getirmiş olmasıdır. Hayatın eğitimi, bu zorlu yolda ivmesini gittikçe arttıracaktır!

İnsanın mutlu olabilmesi için öncelikle doğanın kanunlarını anlaması gerekir. Buna hayatın kanunları da diyebiliriz. Doğanın ilk kanunu dengedir. İnsanoğlu kendisini doğanın ne kadar üstünde görse de doğanın bir parçasıdır. Asla doğanın işleyiş mekanizmasına karşı koyabilecek bir gücü yoktur. İnsanın, doğanın bir parçası olarak doğanın kanunlarıyla kendisini dengeye getirmesi gerekmektedir. Bunu yapmadığı sürece kişisel, toplumsal ve küresel sorunlar her alanda karşımıza çıkacaktır.

Dünyanın insanoğluna verebileceği her şey, herkesin “normal” bir hayat yaşayabilmesi için yeterlidir. Ancak kimsenin açgözlülüğünü karşılayacak kadar yeterli değildir! Dolayısıyla “Doğa, Hayat, Yaradan, Allah” bize bir şekilde dur diyecektir. Olayları nasıl algıladığımıza ve neye inandığımıza bakmadan ve bakmaya fırsat bile vermeden…

2012 yılında yazdığım makalede 2020 yılı krizinden bahsetmiştim. Şimdi size daha ilerisinden bahsedeyim.

Öncelikle 2021 yılını mumla arayacağız. Önümüzde bu salgının ötesinde başka doğal afetler ve hastalıklar da olacak. Doğa ya bizi sopalaya sopalaya dengeye getirecek ya da biz bilinçli bir şekilde gereken değişiklikleri yapacağız. Kendi kendimizi dengeye getireceğiz.

Kapitalizmin öngördüğü gibi sürekli artan bir ivmesi olan ekonominin gelişmesi mümkün değildir. Dünya, insanoğlunun açgözlülüğünü doyuramaz. Ama normal bir hayatı, yani ihtiyaçlarımız kadar tüketimi herkese fazlasıyla sunabilir.

Bu ihtiyaç ekonomisine hayatın bizi nasıl getireceğine yaşayarak şahit olacağız. Öncelikle bu salgın ile yaşamaya alışmalıyız. Çünkü pandemi aşılar ile sonlanmayacaktır. Covid-19’un sürekli mutasyon geçiriyor olması sizi şaşırtmasın! İnsan doğayı yenemez! Bunun olabileceğini sanmak bile aptalca… İnsanoğlu her problemde küçük çocuklar gibi hemen sorundan kurtulmak için bir şeyler yapıyor. Ama hiçbir zaman problemin ana nedenini araştırmıyor. Böylece insanoğlu da bir ızdıraptan diğerine koşmaya devam ediyor.

Ekonomi insan, hayvan, bitki ve cansız seviyeler arasındaki tüm ekolojik dengeyi muhafaza etmek zorundadır. Mağara devrine geri gitmek zorunda değiliz. Yirmi birinci yüzyılda normal bir insanın ihtiyacı olan ve var olabilmesi için gerekli şeylerle yaşamak durumundayız. Bunu da ister kabul edin ister etmeyin, göreceksiniz ki hayat kabul ettirecek!

Nasıl mı? Öncelikle ekonomi hiçbir zaman eski hâline dönmeyecek. O dönem kapandı. Eski hayatınıza geri dönme hayalleriniz varsa sizi temin ederim ki büyük bir hayal kırıklığı yaşayacaksınız. İşsizlik tüm dünyada önüne geçilemez bir şekilde artacak. Salgının etkileri insanları psikolojik olarak da olumsuz etkilemeye devam edecek. Artan işsizlik, toplumsal problemleri çığ gibi artan bir şekle getirecek. Toplumsal rahatsızlıklar tüm dünyayı sarmaya başladı. Artan bir tempo ile de bu durum devam edecek. 2021 yılı gerçekten heyecanın başlangıç yılı olarak tarihe geçecek.

Halkın işi yok ise yiyeceği de olmaz. Böylece kıtlık yaşanacak. Doğal afetler ve pandemiye ek olarak gıda fiyatları da artacak. Kitleler işsiz kaldıkça alışveriş mecburen sadece temel ihtiyaçlara kayacak. Böylece ekonomideki gereksiz mal üretimi zaten kendiliğinden bitecek. Dolayısıyla ekonomide birçok sektör ortadan kalkacak. Dünyadaki politikacılardan bu durumu idrak etmelerini bekleyemeyiz. Çünkü onlar sadece kendi koltuk dertleriyle ilgilenirler. Bu durumlar ortaya çıktıkça çözümleri olmadığı için de toplum feryat edecek. Standart bir prosedür!

Ekonominin küresel olarak bu şekilde bitmesinin arkasındaki temel neden, insanın yaşadıklarından dolayı içten içe değiştiğidir. İnsan fark etmese de… Yeni nesilde daha da bariz olan bu değişim, hayatta peşinde koştuğumuz şeylerin bize zaten bir haz vermediği hissini su yüzeyine çıkartacaktır. Bizler artık eskisi gibi birçok şeyin peşinde koşmayı istemeyeceğiz. Kendimizi, her kim olursak olalım -zengin ya da fakir- tatsız hissedeceğiz. Hayattan tat alamayacağız. Bu dönem yavaş yavaş zaten içimizde hissedilmeye başlandı. Bu yıl bu his tüm insanoğlunda artış gösterecektir. Bizleri 2022 yılında başlayan toplumsal uyanışa doğru getirecektir. Açlık ile hayat bizi terbiye edecektir.

Tüm ekonomik problemlerin nedeni insanın egoist doğasıdır. Başkasından daha çok sahip olmak ve daha yüce olmak arzusudur. Bu yüzden fakirlik, eşitsizlik, yandaşlık, yolsuzluk, işsizlik vb. vardır. Başka hiçbir sebebi yoktur.

Ancak toplum, hayatın bize getirdikleriyle değiştiği için ekonomi de mecburen bahsettiğim nedenlerden dolayı değişecektir. İhtiyaç ekonomisine mecburiyetten kademe kademe geçilecektir. Bu geçiş bizlerin para anlayışını da değiştirecektir. Yaşadığımız olaylar, sosyal arzularımızı da tatmin etmeye çalışmaktan bizi uzaklaştıracaktır. İnsan içsel bir tatmin arayacak ve ekonomi sadece bir varoluş ekonomisine dönüşecektir. Hayat ise, hayatın amacını bulmaya dönecektir. Şimdi bile bu hayattan sıkıldığınızı kendi kendinize söylemiyor musunuz? “Neden yaşıyoruz ki?” gibi sorularla bazen yalnız kalmıyor musunuz? Geçmişte hayatınızı sorgulamazken şimdi neden sorguladığınızı düşünmüyor musunuz?

Bunları şimdi sorgulamasanız da merak etmeyin! Yakında hayat sorgulatacaktır!

Çözüm itibarıyla ya hep birlikte dengeli bir insanoğlu olmayı öğreneceğiz ya da hayatın bizi tokatlayarak mecburi değiştirmesine tanık olacağız. Elbette en büyük arzum, hepimizin nasıl birlikte mutlu olabileceğimizi ve ahenk içinde yaşayabileceğimizi öğrenmesi ve tüm halkımızın birbirini tutarak sahiplenmesidir. Var olabilmemizin yegâne koşulu birlikte yaşamayı öğrenmek olacaktır. O zaman gerçek anlamıyla ekonomik refah seviyesine yükseleceğiz. Hiç kimsenin hiçbir eksikliği olmayacak. Çünkü birlik içinde olan bir halkta hiç kimse aç, çıplak ve ümitsiz kalmaz. Elimizde tüm problemleri aşabilmek için sadece bir tek silah vardır: “Hep birlikte doğanın kanunlarını ve kendi doğamızın genel doğa ile uyumsuzluğunu öğrenip iki zıt doğayı mutabakata getirmektir.” Bunun dışındaki tüm silahlarımız sadece bizi ölüme götüren silahlardır.

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Önceki makale

Yaşamın Limiti

Sonraki Makale

Liderlik

Related Posts
Devamını Gör

Yeni Dünyanın Nesli

Eğer içlerine bakacak olursak, üniversite, kariyer, çocuk sahibi olmak gibi şeylere tama olmayan yepyeni bir nesil keşfederiz, onlar şunu bilmek istiyor; “Neden?”. Onlar hayattaki rollerini ve mutlu olmak için aralarında nasıl bir ilişki kurmaları gerektiğini anlamak istiyorlar. Bu yüzden onlar için inşa ettiğimiz eğitim sistemine karşı baş kaldırıyorlar. İhtiyaçları olan şey kuru bilgi değil; onların kelimenin tam anlamıyla eğitime ihtiyaçları var.
Devamını Gör

Yeni Dünya Yeni Ekonomi

Günümüzde dünya, ekonomik krizlerin pençesinde kıvranıyor. Birçok insan, bu krizlerin sebeplerini anlamak ve çözüm yolları bulmak için karmaşık ekonomik teorilere başvuruyor. Ancak, gerçek sebep, aslında hepimizin yanı başında: İnsanın egoist doğası.
Devamını Gör

Pandemi, İstifalar ve Ekonomi

Başlık sizi yanıltmasın! Beceriksizliğinden dolayı ülkemizde istifa eden biri görülmedi. Zaten bu başlık da ülke yöneticileri ile ilgili değil! Eğer YouTube’daki videolarımı izliyorsanız hiçbir yöneticinin ülke sorunlarını çözemeyeceğinden bahsetmiştim. Dolayısıyla bu makale politikacılar üzerine değil! Tüm dünya milletleri politikacılarından ümitlerini kesebilirler. Küresel olarak yeni bir dönemdeyiz. Büyük İstifalar Dönemi!
Devamını Gör

Dengeli Ekonomi

Egoizmle ilgilenirken, rakamsal değerler veremeyiz çünkü ailemize, ülkenin menfaatleri, halkın çıkarları vs gibi şeylere duygusal eğilimlerimiz vardır. Aslında, kişi başkalarına bir şey vereceği zaman her şeyin hesabını yapabilir. O zaman doğru bir hesap yapılabilir tıpkı ideal bir ekonomik sistemde olabileceği gibi. Her arzudan ne kadar elde edebilirim, her koşulda, her eylem ve hareketten tatmin olma duygusunu en çok alabileyim? İki koşul da almak ve menfaatle ilgilenmekte -bu ya da şu koşuldan ne elde edebilirim?